Basketbol dünyasının en eğlenceli karakterlerinin başında şüphesiz maskotlar geliyor.
Yüksek enerjisiyle maç boyunca yerinde duramayan, taraftarlar tarafından çok sevilen, Anadolu Efes’in ilklere imza atan maskotu Çaylak, Protokol Dergisi’ne konuştu.
Tribünlerin kahramanı Çaylak ile kendisi ve Anadolu Efes Spor Kulübü hakkında merak edilenleri cevapladı.
1. Merhaba Çaylak! Seni basketbolseverler çok yakından tanıyor ama kendini biraz tanıtmanı istesek?
Selam Beyza. N’aber?
Kendimi bildim bileli Anadolu Efes Spor Kulübü ailesinin bir üyesiyim ben. Olağanüstü güçlerimi fark ettiğimden beri maçlarımıza gelen basketbolseverlerin daha fazla eğlenmeleri ve oyuncularımızın motivasyonlarını artırmaları için performans sergiliyorum.
2007 yılında mavi bir kaplan olarak dünyaya geldim ve o günden bu yana #BenimYerimBurası diyorum.
2. Anadolu Efes maçlarında, maç boyunca hiç yerinde durmuyorsun ve çok enerjiksin. Bir tribündesin, bir sahadasın. Bir bakıyoruz elinde davul var, bir bakıyoruz bayrakla seyirciyi coşturuyorsun. Bu enerjini neye borçlusun?
Sahada coşmak ve coşturmak, eğlenmek ve eğlendirmek benim hayat felsefem. Taraftarlarımızla vakit geçirip onları mutlu etmeye, şakalar yapmaya ve dans etmeye kendimi adadım.
Takımımın ve taraftarımızın enerjisi beni o tribünden bu tribüne sürüklüyor. Anadolu Efes, basketbol, eğlence ve müzik benim en büyük motivasyon kaynaklarım. Zaten kulübümüzün sesi Mustafa Özben’in “Herkes Ayakta Şimdi!” anonsunu zihnim bir komut olarak algılıyor ve maç sonuna kadar tribünleri coşturmak için çalışıyor, oradan oraya zıplıyorum.
3. Zamanı dolu dolu geçiren bir kahraman olarak maç günleri senin için nasıl geçiyor. Bize anlatır mısın?
İtiraf ediyorum: maçlarda heyecandan yerimde duramıyorum. Maç öncesinde taraftarlarımızı karşılamak, çocuklarla vakit geçirmek, takım ısınmaya çıktığında oyuncularımızla etkileşime girmek, elimde bayrak ile Anadolu Efes’in yıldız basketbolcularının önünde sahaya çıkmak çok büyük bir gurur.
Maç sırasında ise takımın sahadaki altıncı oyuncusu gibi performans sergiliyorum. Taraftarlarımızın sahanın bir parçası olmaları için elimden geleni yapıyorum.
Maçtan sonra da evlerine gidecek taraftarlarımıza veda etmek durumunda kalıyorum ve maçların bitmesini hiç mi hiç istemiyorum.
4. Gelelim özel bir soruya! Maçlardan önce herhangi bir ritüelin var mı? Yoksa bu bir sır mı?
Maç günleri erkenden uyanırım. Formamı giyer ve maç hazırlıklarımı yaparım. Takım gelmeden önce motivasyon dansımı yaparak yıldızlarımızı beklemeye başlarım.
Her maç yeni bir başlangıç, yeni bir heyecan olduğu için her şey sıfırlanıyor ve yeniden başlıyor. Her maçın ayrı bir enerjisi oluyor. Tribünün coşkusu, maçın atmosferi farklı oluyor. O nedenle her maç, bizim için sahaya yepyeni bir heyecanla çıkmak anlamına geliyor. Forma numaram olan 00’ın anlamı da bu. Bu yüzden formamı öpmeden sahaya çıkmıyorum.
Tabii ki Kaptan Shane Larkin benden çok sonra takıma dahil oldu. Onun da formasının arkasında #0 yazıyor. Onun gibi büyük bir yıldızın benim numaramı tercih etmesi de farklı bir gurur kaynağı benim için.
Son olarak maçlardan sonra Sinan Erdem’in en güzel köşesinde derin bir uyku çekmek de maç sonrası ritüelim diyebilirim.
5. İşin sırlarını merak eden çok insan var. Sahi modu düşen taraftarları coşturmanın en iyi yolu nedir?
Anadolu Efes taraftarlarının modu hiçbir zaman düşmez.
Ben de onlardan biri olduğum için sahada olduğum her an enerjik, güçlü ve heyecanlıyım. Bu özel kulübün bir parçası olarak hep böyle hissediyorum.
Benim görevim taraftarımıza en güzel duyguları yaşatmak, onları eğlendirmek için sahaya çıkmak, takımı motive etmek. Koreografilerimizi, şovlarımızı, seyircimizle etkileşimimizi #BenimYerimBurası mantığı ile yaptığımız için atmosferi sürekli canlandıracak etkinlikler, yarışmalar ve sürprizler üretiyoruz. Biz her anlamda harika bir ekibiz. Taraftarlarımızın hayatında bir basketbol kulübünden çok daha fazla yere sahibiz.
6. Konu uzmanlık alanın olan “sevgiye” geldi. Taraftarlarla etkileşimde bulunmak sana ne hissettiriyor? Çok sevilmek nasıl bir şey bize biraz anlatır mısın?
Anadolu Efes ailesinin içinde mutluluk zaten fazlasıyla mevcut. Çok sevilmek, insana enerji veren, yüzünü güldüren bir duygu.
İşimi şevkle yaptığım ve karşılığını sevgi olarak aldığım için o mutluluk hissi hiçbir şekilde değişmiyor. O yüzden basketbol severlerden bu sevgiyi gördükçe daha enerjik oluyorum ve onlardan aldığım bu müthiş sevgiyi performanslarımla onlara geri vermeye çalışıyorum.
7. Motivasyonunu ve heyecanını ailen gibi gördüğün Anadolu Efes taraftarından alıyorsun. Taraftarlar seni nasıl motive ediyor?
Onlarla şakalaşmak, arkalarından sessizce gelerek onları şaşırtmak, birlikte gülmek, anılar biriktirmek, birlikte dans etmek, birlikte tempo tutmak, takımı birlikte alkışlamak; çocukların sevgisi ve ilgisi enerjime, motivasyonuma tavan yaptırıyor; beni havalara uçuruyor.
8. Minik taraftarlar seni çok seviyor. Peki çocuklardan aldığın en güzel geri bildirim nedir? Çocuklar seni gördüğünde nasıl tepkiler veriyor?
En güzel geri bildirim çocukların yüzlerinin gülmesi. En çok mutlu olduğum şey yanıma gelip bana sarılmaları, birlikte dans etmeleri, beni takip etmeleri, peşimden koşmaları, fotoğraf çektirmeleri, eğlenmeleri.
Minik taraftarlarımızın duvarlarında posterimin, doğum günü pastalarında fotoğrafımın olması… Ağlayacağım galiba…
9. Laf aramızda! Anadolu Efes’in en sevdiğin oyuncusu kim?
Hem A Takımımızdaki hem de altyapı takımlarımızdaki tüm oyuncuları eşit derecede seviyorum. Çünkü ben de onlardan biriyim, takım arkadaşlarımın hiçbirini birbirinden ayıramam.
10. Anadolu Efes oyuncularına taktığın lakaplar var mı? Veya onların bizim bilmediğimiz takma isimleri var mı? Söz veriyorum, bu da aramızda kalacak.
Soyunma odası sırlarını paylaşamam, üzgünüm.
Alınma tamam mı? Bir şaka yaparım gönlünü alırım Beyza maça geldiğinde. Ya da seninle bir maçta dans ederiz. Çaylak sözü!
11. Çaylak, takımın bir gün kostüm partisine katılırsa, sen ne giyersin?
Çok pardon! Bu sorunun tek bir yanıtı var benim için. Tartışmasız #Çaylak00 forması. Bence tüm oyuncularımız da benim kıyafetimi giymek isterler.
12. Biraz oyuncuları çekiştirmek gerekirse, Anadolu Efes oyuncuları arasında seninle en iyi dans edecek basketbolcu kim olurdu?
Hmm, dans konusunda “Patime kimse su dökemez!” diyecek kadar iddialıyım. Dans ederken parendeler attığımı düşünürsek 2.21 boyu ile Tibor Pleiss olmazdı herhalde. Benden sadece birkaç santim uzun. Sempatikliği ile Erten Gazi’de bir dans potansiyeli olduğunu görüyorum. Will Clyburn, rastalı saç tercih ederse reggae tarzına uygun gibi. Benim tarzım da rock ve R&B. Breakdance da en sevdiklerimden. Ortak bir nokta buluruz sanki. Müziğin ritmini kalbinde hissetmek önemli. Tüm oyuncularımızla farklı ritimlerde uyum sağlayabileceğimi düşünüyorum. Takım olmanın da anlamı bu değil mi? Yine de ben “Sen kiminle dans ediyorsun?” konusunu biraz çalışayım. Şimdi dans da benim kırmızı çizgim.
13. Bir özel soru daha! Takım oyuncularının seninle paylaştığı en eğlenceli sır nedir?
Bir sır değil ama gerçek. Taraftarlarımız sosyal medya hesaplarımızda görmüştür zaten. İkinci kaptanımız Rodrigue Beaubois ve Mike Daum maçlardan önce benimle uğraşmayı çok seviyor. Sanırım onlara uğur getiriyorum.
14. Kahramanların da zayıf yönleri vardır mutlaka Çaylak! Takımınla bir gün antrenman yapma şansın olsa, hangi becerileri geliştirmek isterdin?
Benim gibi kahramanların zayıf yönleri olmaz ama laf aramızda şutlarımı biraz daha geliştirmem lazım. Yakında Beaubois kadar keskin bir şutör olacağım.
15. Avrupa basketbolu dendiğinde akıllara Anadolu Efes geliyor. Anadolu Efes basketbol takımının güçlü yönleri hakkında ne düşünüyorsun?
Kulübümüzün 48 yıllık köklü yapısı, müzemizdeki sayısız kupamız, Koraç Kupası, iki EuroLeague şampiyonluğu, pazarlama ve sosyal sorumluluk ödüllerimiz, imza attığımız ilkler, sürdürülebilir başarı, süreklilik, kurumsal yapımız, mirasımız, değerlerimiz, olağanüstü maç atmosferimiz, eğlenceli maç deneyimi, miniklerden büyüklere kalbi Anadolu Efes için atan taraftarlarımız, spor kültürünü geliştiren projelerimiz, altyapımız, oyuncularımız, teknik ve idari ekibimiz, partnerlerimiz ve basketbola olan aşkımız en güçlü yönlerimiz. Ve son olarak da bizi biz yapan taraftarımız…
Eksik ne kaldı? Tabii ki bu eşsiz takımın, biricik kahramanı Çaylak. Çok pardon o ben oluyordum değil mi? 🙂
Ve tabii ki bir de Olimpiyat Oyunları basketbol finallerini sunmuş Mustafa Özben’in takımın bir oyuncusu gibi muhteşem anonsları ile tribünleri ateşlediğini, coşturduğunu unutmamak gerekiyor. Mustafa Abi ile yaptığımız Meksika Dalgası ile tribünleri ayağa kaldırarak kaç takıma havlu attırdık ben sayamadım.
16. Başarıdan başarıya koşarken yorulmak bilmiyorsun. Anadolu Efes’in zaferlerini kutlarken yaşadığın çok özel bir anın var mı?
Ülkemize takım sporları bazındaki ilk Avrupa kupasını kazandıran takımın, üst üste iki kez EuroLeague şampiyon olan kulübün bir parçası olmak sizi bulutların üzerine çıkarıyor. Şampiyon takımın, Türk basketbolunun öncüsü olan takımın maskotu olmak gurur veriyor. Kendimi her zaman bir süperstar gibi hissediyorum.
17. Özel hayatına gelirsek Çaylak, günlük yaşamında hangi aktivitelerle stres atar veya rahatlarsın?
Basketbol oynamak ve dans etmek. Özellikle dans, enerjimi atmamda çok yardımcı oluyor. Ayrıca her boş zamanımda, maçlarımızda çocukları nasıl daha fazla mutlu edebileceğimi düşünürüm.
18. Hobilerin neler?
İnsanlarla vakit geçirmek, onları eğlendirmek, şakalar yapmak, dans etmek, spor yapmak ve gezmek benim günlük hobilerim.
19. Çok farklı bir tarzın var. Kıyafetlerin harika görünüyor. Kıyafet tercihin hakkında bize biraz ayrıntılı bilgi verir misin?
Kıyafetlerime çok dikkat ederim Beyza, çok güzel yakalamışsın. Bu konuya aşırı önem veriyorum. Türkiye’nin en iyi karakter tasarımcısından bu konuda danışmanlık aldığımı söyleyebilirim. Mavi saçlarımı çevreleyen kırmızı bandıma ve kırmızı tüylerime uyumlu kırmızı aksesuarlı ayakkabılarımın eşi benzeri yok. Çok özel bir atölyede sadece benim için tasarlandı ve üretildi. Kulübümüzün logosunda bir kırmızı bir meşale yer alıyor. Ayakkabımdaki kırmızı aksesuar, tutkuyu simgeleyen meşalenin birleşiminden doğan alev alan yıldıza gönderme yapıyor. Benim gibi her karakter de kıyafeti ile ilgili her zaman dikkatli, her zaman çok şık olmalı.
20. Bu kadar enerji tek branşa fazla! Çaylak, tek ilgi dalın basketbol mu yoksa takip ettiğin başka spor branşları var mı?
Gerçek bir spor figürü olarak tüm branşları takip ediyorum. Performanslarıma katabileceğim hareketler öğrenmeye çalışıyorum.
21. Basketbola olan düşkünlüğüne hayran kaldık. En sevdiğin basketbol hareketi nedir? Sence smaç mı, üçlük mü, alley-oop mu?
10 metreyi bulan sıçrama yeteneğim ile smaç kesinlikle. Kaplan hızımla alley-oop da aynı derecede. Üçlük konusunu ise Larkin ve Beaubois’ya bırakıyorum.
22. Pek çok meslektaşın var. Seni diğer maskotlardan ayrı tutan özelliğin nedir?
Beni diğer maskotlardan ayrı tutan özelliğim; burası benim evim ve burası benim ailem, #BenimYerimBurası. Biz bu müthiş aile ile ayrılmaz bir bütünüz. 48 yıllık bir kültürün parçasıyım. Eğlencenin nabzı, marka haline gelen maç atmosferinin bir parçasıyım. 17 yıldır bu görevi yapmanın getirdiği öncülük ile ilklerin markası Çaylak #00’ım.
Ancak basketbol severleri mutlu etmek için performans gösteren, rakip takımlardaki tüm arkadaşlarıma da büyük saygı duyuyorum. Hepimiz daha fazla kişinin basketbolu sevmesi, salonlara gelen insanların evlerine daha mutlu şekilde gitmeleri için çalışıyoruz. Tüm maskot dostlarıma sevgilerimi gönderiyorum.
23. Zor soru geliyor. Diğer maskotlarla bir araya gelip basketbol maçı yapsan takımında özellikle kimin takım arkadaşın olmasını isterdin?
NBA’deki favorilerim Chicago Bulls’un maskotu Benny the Bull ve Minnesota Timberwolves’un maskotu Crunch the Wolf olsa da ilk seçimim Zalgiris Kaunas’ın maskotu Zalgirinis olur. Geçmişte Zalgiris Kaunas ile basketbol sevgisini yaymak, spor kültürünü ve iş birliklerini geliştirmek, Turkish Airlines EuroLeague’in büyümesine katkı sağlamak için bir gün geçirmiştik. O yüzden onun takım arkadaşım olmasını isterdim. Zalgirinis ile yaptığımız dans yarışmasının sonundaki Erik Dalı dansımız hala aklımda. Sevgili dostum Zalgirinis’i çok özledim.
24. O çok sevdiğin, hiç kopamadığın, onlarsız yapamadığın Anadolu Efes taraftarlarına bir mesajın var mı?
Hangi kameraya bakmam gerekiyor?
Sevgili Anadolu Efes taraftarları, hepinizi çok seviyorum.
Mustafa Özben’in dediği gibi parkeleri titretmek ve hep birlikte #BenimYerimBurası demek için sizleri Sinan Erdem Spor Salonu’ndaki maçlarımıza bekliyorum.
Protokol Tribünü
Röportaj: Beyza Betül Cihan