Bakan Kacır, Avrupa Birliği (AB) iş birliğinde finanse edilen NTE Araştırma ve İnovasyon Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi’ne ilişkin, Ankara’da düzenlenen ‘NTE Uluslarası Zirvesi’ne katıldı. Programda, AB Türkiye Delegasyon Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, sektör temsilcileri ve çok sayıda davetli yer aldı. Kacır, ileri teknoloji üretimindeki en temel kritik ham maddelerden olan NTE konusunda bilgi, birikim ve teknolojik gelişmelerin paylaşılacağı, yeni ulusal ve uluslararası iş birliklerine kapı aralayacak kongrenin tüm paydaşlar için hayırlı olmasını diledi. Dünyanın, son yıllarda gerilimler, krizler ve kimi yerlerde çatışmaların tetiklediği zor ve keskin bir dönemeçten geçtiğini belirten Kacır, “Rusya-Ukrayna Savaşı, iklim değişikliği ve küresel salgınlar gibi büyük boyutlu insani krizlerin baş gösterdiği bir tablo ile karşı karşıyayız. Küresel ekonomi; yüksek enflasyon, enerji ve ham madde krizleri gibi son asrın en zorlu sınamalarıyla yüz yüze. Covid-19 sonrası yavaş toparlanma ve finansal piyasalardaki belirsizlikler ise yeni riskleri işaret ediyor. Son 22 yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde inşa ettiğimiz siyasi istikrar iklimi, rekabetçi ve sürdürülebilir sanayi ve üretim altyapısı, Ar-Ge (araştırma ve geliştirme) ve inovasyon ekosistemiyle küresel sistemde yaşanan belirsizlikleri yönetme kabiliyetine eriştik” dedi.
‘TÜRKİYE KÜRESEL OYUNCU OLACAK’
NTE’lerin, katma değer ve teknolojinin, sürdürülebilir inovasyonun, yeşil ve dijital dönüşümün kapılarını aradığını aktaran Kacır, Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerinde ilerlerken NTE’lere erişimin, bu elementleri işleme ve geri dönüşüm kabiliyetini güçlendirmenin tercihten öte zorunluluk olarak görüldüğünü bildirdi. Eskişehir’in Beylikova ilçesinde 694 milyon tonla dünyanın en büyük ikinci NTE rezervinin keşfedildiğini aktaran Kacır, “Sayın Cumhurbaşkanımız da geçtiğimiz yıl bu rezervimizi işleyecek pilot üretim tesisinin açılışını gerçekleştirdi. Bu stratejik üretim kabiliyeti, kritik ham maddelerde ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmanın yanında bizi NTE tedarik zincirinde önemli bir küresel oyuncu haline getirecek. ‘Türkiye Yüzyılı’nda, ülkemiz ekonomisinin bilgi ve teknoloji odaklı dönüşümünü sağlarken çığır açıcı alanlarda yapacağımız teknolojik atılımlar da bizler için çarpan unsuru olacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bizler de ileri malzeme teknolojileri alanındaki çalışmaları destekleyerek, bu alanda teknoloji ve araştırma altyapımızı güçlendiriyoruz. TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu) ile NTE’lere dayalı ileri malzeme çalışmalarını öncelikli Ar-Ge ve yenilik konuları arasında değerlendirerek destekliyoruz. TÜBİTAK destek programları kapsamında, bugüne kadar 94 sanayi, akademi ve kamu Ar-Ge projesine 222 milyon TL’nin üzerinde destek sağladık. AB destekleriyle, ‘Rekabetçi Sektörler Programı’ kapsamında geliştirilen NTE Araştırma ve Yenilik Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesiyle de ulusal Ar-Ge kapasitemizi artırıyoruz” diye konuştu.
‘HAM MADDE TEDARİKİNİ ÖNCELEYEN İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ’
Türkiye’de sürdürülebilir bir NTE tedarik zincirinin kurulmasına zemin oluşturduklarını belirten Kacır, “NTE’leri katma değeri yüksek ürünlere dönüştürecek, geri dönüşüm yapabilecek laboratuvar ve merkezleri ülkemize kazandırıyoruz. 14 milyon euro tutarındaki bu proje kapsamında Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü bünyesinde, NTE e-atık geri dönüşüm altyapısı inşa ediyoruz. Munzur Üniversitesi NTE Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde kurulan cevher zenginleştirme ve Ar-Ge tesisini destekliyoruz. İki tesisin de üretime geçmesiyle NTE’lerde ithal bağımlılığımızı azaltacağız. 2 milyar dolara yakın ciroya ve 1,5 milyar dolarlık ihracat kapasitesine ulaşan rüzgar enerjisi sanayi başta olmak üzere birçok sektörün ihtiyaç duyduğu ve halihazırda neredeyse tamamını ithal ettiğimiz mıknatısları üretme kabiliyeti elde edeceğiz. Ülkemizin yeşil dönüşüm çalışmalarında da önemli katkılar sunacak bu projenin tüm paydaşlarımıza ve ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Önümüzdeki dönemde de AB yeşil dönüşümü ve kritik ham madde tedarikini öncelikleyen projelerde kazan-kazan prensibi doğrultusunda iş birliğine hazırız. Türkiye, coğrafi konumu, üretim ve teknoloji altyapısı, yetenekli iş gücü ile AB tedarik zincirinin vazgeçilmez unsurudur. AB programlarını, Avrupalı dostlarımızla iş birliğimizi güçlendirecek öncü platformlar arasında görüyoruz. Karşılıklı bilgi, birikim ve tecrübe alışverişinde bulunmamıza imkan sağlayacak bu etkinliğin de yeni iş birliklerine kapı aralayacağına inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.